7 Haziran 2009 Pazar

Online Video Düzenleme Hizmetleri

İntemette yeni bir dönem olarak nitelendirilen web 2.0 her geçen gün biraz daha kendini hissettiriyor. Eskiden en küçük bir iş için bile yazılım kurmak gerekirken, şimdi ilk önce o işi web üzerinden yapıp yapamayacağımızı kontrol ediyoruz. Günlük ajandamızı, fotoğraflarımızı, bclgclcnmizi ve hesaplama tablolarımızı bile web üzerinde düzenleyerek kullanabiliyoruz. Peki ya videolar? Bugün bir elektronik mağazasından 500 - 600 YTL fiyatla bulabileceğiniz bir video kamerayla çektiğiniz görüntüleri bilgisayarınıza aktarabiliyorsunuz ve bir yazılım aracılığıyla düzenleyebiliyorsunuz. Bu yazılım Pinnacle Studio veya 800 USD'lik Adobe Prcmiere olabilir. Tüm bunların dışında Ulead Video Studio gibi yazılımları 50 USD gibi fiyatlarla kullanabilirsiniz. Profesyonel olmayan montaj İşlemleri için bir yazılıma Ödeme yapmak istemezseniz, çevrimiçi video hizmetlerinden faydalanabilirsiniz.
Cuts
Çevrimiçi düzenleme hizmetlerinde son dönemde adından sıkça söz ettiren Cuts, video düzenleme işini kolayca yapılmasını sağlamayı kendine görev edinmiş. Cuts ile videolannızdaki sıkıcı bölümleri çıkarabilir, üzerine yazılar ekleyebilir ve döngüler oluşturabilirsiniz. Sistem, yaptığınız çalışmayı e-posta ile göndermenize veya bloğunuzda gömülü biçimde yayınlamanıza olanak tanıyor. Youtube, Google Videos veyaMySpace gibi alanlara yüklediğiniz veya başkaları tarafından yüklenen tüm videolan Cuts ile düzenleyebilirsiniz. Hizmetin yapımcılan Cuts'ı daha çok video sitesiyle uyumlu hale getireceklerini belirtiyorlar. Bir efekt oluşturmak için, herhangi bir efekti zaman çizgisi (timcime) üzenne sürüklemeniz yeterli. Zoom özelliği henüz aktif değil, ancak yakında Cuts içerisinde yer alacağı belirtiliyor. Zaman çizgisi üzerindeki işareti hareket ettirdiğinizde ön izleme ekranı anlık olarak hareket etmeyip, sadece bir sonraki sahnenin ilk karesini gösteriyor. Hizmetin diğer bir kötü tarafıysa kendinize ait seslen kullanamıyor oluşunuz. Sadece önceden kaydedilmiş 28 sesi videolarınıza ekleyebiliyorsunuz. Cuts'ın yapımcıları yeni sürümlerde müzik ve ses eklenmesinin gerçekleşeceğini belirtiyor.
Görüntülere yazı eklemekse oldukça kolay. Captions tablosuna giderek buradan bir butonu
zaman çizgisi üzerine sürüklemeniz yeterli. Yazılar en fazla 50 karakter uzunluğunda olabiliyor. Yazı zaman çizgisi üzerindeyken kenarlarından genişleterek veya daraltarak ne kadar zaman ekranda kalacağını belirtebiliyorsunuz. Bir döngü oluşturmak için video görüntülerinin bir web uygulamasıyla analiz edilmesi gerekiyor. Bu da 6 saniyelik bir görüntü için 1.5 dakika zamana mal oluyor. Sunucunun yoğunluğuna göre bu zaman değişiyor. Bu analiz aracı sahne değişiklilerine işaretler bırakıp döngü yapmanızı daha kolay bir hale getiriyor.
Döngü için belirli bir alan seçtiğinizde bir açılır menü aracılığıyla bu sahnenin kaç kere tekrarlanacağını belirtebiliyorsunuz. Bu sayı maksimum beş olabiliyor. Cuts içerisinde geçiş efektleri bulunmuyor. Bir video düzenleme hizmeti için çok büyük bir eksiklik. Yaptığınız çalışmayı kaydetmek istediğinizde bir başlık ve tanımlama bilgilerini giriyorsunuz. Dilerseniz videonuzu My Cuts sayfanıza atarak tüm dünyayla paylaşabiliyorsunuz. My Cuts sayfanızdaki bir videoya tıkladığınızda yaptığınız tüm düzenlemelerle birlikte görüntülenecektir. Bu videonun blog sayfanızda görünmesini sağlayabilir veya e-mail olarak gönderebilirsiniz. Ayrıca videonuzu popüler kılmak için digg, del.icio.us, furl, blinklist ve reddit gibi sosyal yer imleri sitelerine ait düğmelerde bulunuyor. Hoşunuza giden bir YouTube videosunu Cuts içerisinde açıp düzenleyebilirsiniz, ancak videonun alınıp analiz edilmesi epey vakit alacaktır. Cuts içindeki tüm efektlerin sorunsuzca çalıştığını söyleyebiliriz, fakat efektlerin sundukları oldukça sınırlı bir düzeyde kalmış. Cuts'ın geliştiricileri TV şovları ve dizileri gibi uzun süreli videoların düzenlemesiyle ilgili bir çalışma içerisinde olduklarını belirtiyorlar. Ayrıca, televizyon firmalarıyla anlaşarak programların farklı veya sansürsüz olarak düzenlenmiş sürümlerini Cuts kullanıcılarına sunmak için anlaşma yapmak istediklerini de açıklamışlar. Cuts'ın eksiklerinin (limitli efektler, geçiş efektleri yok, analiz süreleri) fazlalığı bu tür projelerin popülerleşmesinde sıkıntı yaratabilir.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Ruh Sağlığı İçin Kriz Reçetesi

Prof Dr Yankı Yazgan (Çocuk ve Yetişkin Psikiyatrı), ekonomik krizlerin psikolojik açıdan yansımalarım değerlendirirken, kriz ortamlarındaki belirsizliğin korku ve endişe yarattığını vurguluyor. Kriz döneminde kişilerde ruhsal bozulmalar gözlendiğini belirten Yazgan, "Bu süreçte, hayatımızda önem verdiğimiz yakınlarımızla ilişkilerimize ağırlık vermek, sevdiklerimizle daha fazla zaman geçirmek, rahatlatıcı ve kaygıları azaltıcı etki gösterecektir" diyor.
Özellikle son aylarda, insanların yüzünde bir karamsarlık ve bezginlik ifadesi görmeye başladık. Psikolojik açıdan krizin insan hayatına ve topluma etkileri nelerdir?
Sızın ve birçok kişinin gördüğü bezginlik ve karamsarlık, ekonomik krizin belirginleştirdiği bir ruh hali. Bu, krizin ağırlığı ya da hafifliğiyle ne kadar ilişkili, henüz bilmiyoruz. Bu durumun, neler getireceğini, nasıl bir yön alacağını da çok iyi bilemediğimiz İçin; bu belirsizlik hali bizi korkutuyor. Geleceğimizin nasıl olduğunu bilememek, önümüzdeki günlerde, önümüzdeki yıllarda hayatımızın ne şekil alabileceğini kestirememek, hayatta kalma içgüdümüzü tahrik ediyor, tetikliyor. Örneğin, harcamamızda sakınca olmayacak miktardaki paraları bile harcamak istemiyoruz. Çok küçük harcamalarda bile tasarruflu davranmaya çalışıyoruz. İş yerleri gereğinden fazla kişiyi işten çıkartabiliyor. Korkuyla yapılan hareketler... Krizler, yoklukların ve bilinmeyenlerin çok arttığı, geleceğe ilişkin varoluş kaygılarının yükseklerde seyrettiği zamanlardır. Bu dönemlerde varolan psikolojik zaaflarımız belirginleşebilir, yetkinliklerimiz zayıflayabilir.
Korku ya da aşırı iyimserlik başlar
Krizden etkilenen insanlar ne tür davranışlar sergiler?
Kriz karşısında tehlike anında harekete geçen iki tür davranışsal refleksten birinin etkisi altında oluruz: Birisi, korku ve telaş duygusuyla yapılan, eski kaptan Swing çizgi romanındaki Gamlı Baykuş karakterine özgü bir "felaket tellallığı"; gerçekçi olmayan bir karamsarlık. Diğeri de, "aşırı, ihtiyatsız iyimserlik" duygusuyla yapılan umursamama, deve kuşu gibi kafayı gömme. Refleksler insanların davranış ezberleridir. Sadece reflekslerimize dayalı hareket etmek, bizi düşüncelerimizin kıvraklığını, duygularımızı doğru yorumlamanın getireceği avantajları kullanmaktan alıkoyan
Kriz dışı dönemlerde zor ayakta duran, iç çatışmaları fazla olan aileler ve bu ailelerin şirketleri böylesi sarsıntılı zamanlarda iç çatışmalarının artmasıyla bölünürler,, mutsuzlukları artar. İş ve statü kaybı, hayat standardında düşüş gibi kendinden memnuniyeti azaltan olaylar, kriz dönemlerinde daha sık gerçekleşir. Krize dayanma yollarını arayanlar, "ah vah"çılara göre biraz daha avantajlı sayılabilirler. Krize dayanıklı olanlar, yeni koşullara kolay ayak uydurabilen, toplumsal dayanışması güçlü, başkalarından akıl almaya açık olanlar ve geleceğe iyimser bakabilenler arasından çıkar.
Kriz dönemlerinde ruh sağlığını korumak için neler yapmak gerekir?
Kriz zamanlarında toplumun toplam ruhsal durumu bozulmaya başlasa da, bu dönemin zorlayıcı olması, herkesin hemen "doktorluk hasta" olacağı anlamına gelmez. Öncelikle koruyucu önlemler üzerine düşünmek gerekir. Kriz dönemlerinde, hayatın, kuralları değişmiş de olsa, devam ettiğini hatırlamakla başlayalım. Olan-biteni kontrol edebilme ihtiyacımız aşırılaşmıştır. Örneğin, gündelik kaynaklarımızı elimizde tutma amacıyla harcamalarımızı azaltmak bu yönde bir davranıştır. Doğru ve rasyonel düşünme sistemlerimiz, kaygının etkisiyle felç olabilir. Kaygının tetikleyeceği refleksler sonuçta basiret bağlayıcı bir etki yapar. Hayatımızda önem verdiğimiz, değeri yüksek olan yakınlarımızla ilişkilerimize ağırlık vermek, sevdiklerimizle daha fazla zaman geçirmek rahatlatıcı ve kaygıları azaltıcı etki gösterecektir.
Kriz fırsata dönüşebilir
Krizlerin ekonomik açıdan olduğu gibi, psikolojik açıdan da faydaları var mıdır? Ya da başka bir deyişle, krizi fırsat haline getirmek mümkün olabilir mi?
Elbette. Toplumdaki tüketim aşırılığını kontrol edebilmek, bunu akıl edebilmek için bu kriz dönemi bir fırsat olabilir. İhtiyaçların önceliklerini, "yeterli" kavramını yeniden düşünmek için iyi bir zaman. İnsanların önünü göremediği ve ne yapacağını bilemediği her türlü durumu kriz olarak tanımlayabiliriz. Böyle zamanlar kişileri korkutur. Krizin getirdiği bilinmezlikler karşısında kişiyi en çok etkileyen unsur, önündeki tehlikeleri nasıl anlayıp savuşturacağı meselesidir. Tehlikeleri nasıl savuşturacağınız ise hazırlığınıza bağlı. Acaba hazırlanmak için "çok mu geç kaldık?". Zaten geç kalma alışkanlığı olan bir toplumuz. Diğer yandan, hiç varamamak kaygısıyla yola çıkmamaktansa, geç de olsa, bir amaca doğru hareket etmeyi tercih etmeliyiz. Ama öncelikle beden ve ruh sağlığımızı koruyarak işe başlamak önemli. Eğer bireylerin kafası karışık ve ruhsal durumları bulanıksa, dünyanın en parlak danışmanlarının getirdiği en hayat kurtarıcı öneriler bile başarısızlıkla sonuçlanır. Kafanızın ve ruhunuzun net olabilmesi için kriz zamanlarında, ne yapacağınıza ilişkin net planlara sahip olun plan bu krize yetişmediyse, bir sonrakine işe yarayabilir. Bir plan sahibi olmak, plan ne olursa olsun, işe yarayabilir.
Peki kriz çalışanların yanı sıra, işverende ne tür psikolojik etkiler yaratır?
İşadamları kriz dönemlerinde telaşla hangi tasarruf politikasını izleyeceğini, kaç personel çıkaracağını düşünmeye başlıyor. Alışverişin zaruri durumlara sınırlanması, ödemelerin, tanıtım harcamalarının en azından geciktirilmesi, kazançların zincirleme düşmesi, para alışverişinin ve buna gereksinim duyan üretimin durması hangi tasarrufla düzeltilebilir? İşten çıkartılma kadar, işten çıkartma da başlı başına moral bozucu bir süreçtir. Her ayrılık gibi. bir başaramama ve eksik kalma hissini barındırır. Ama daha dokunaklı olan, başka birisinin hayatını sürdürmesi için sizin elinizde olduğunu düşündüğünüz bir kanalı kesip atma duygusudur. Böyle kararlar almak zorunda kalan işverenlerin, İşyerlerinde bunu bizzat uygulayıcısı olanların ruh durumlarının nasıl etkilenebileceğini tahmin edebiliriz.
Çünkü, insanı insan yapan diğer tüm canlılardan ayıran temel iki ihtiyaç, sevmek ve çalışmaktır. Bu olanaklardan yoksun kalmak, iki temel ihtiyacın en az birisinin karşılanamaması, insanların ruh sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturur. Kriz dönemlerinde asıl artan, toplumsal strestir. Örneğin, sırtınızda 50 kilo yük varken haberiniz bile yokken 500 kilo yük sırtınıza bindirildiğinde, eklemleriniz nasıl çatırdarsa, ruhunuz da stresle öyle çatırdayabilir. Keyifsiz, kararsız, sinirli, gergin olmaya başlarsınız Bu tam bir ruhsal hastalık düzeyine ulaşmasa bile. hayata, ailenize, çevrenize karşı performansınız düşer. Ruh sağlığınızda hemen doktora gitmeyi zorunlu kılacak bir bozulmadan daha sık olarak, belli belirsiz, "sızıntı" sorunlar ve bunların birikip, taşması biçiminde yaşarız. Bu süreçte pasifleşmiş, gelecek perspektifini yitirmiş, sıradanlaşmış, canından bezmiş kişilerden oluşan bir topluma dönüşmemiz an meselesidir. Dönüşmemek de bizim elimizde. İş dünyasının önderlerinin en azından toplumun geri kalanı gibi davranmaması, başkalarına duyarlı, öngörülü ve akılcı davranması gerekiyor.
üretmek gerektiğinde, yani yaratıcı süreçlerin olması, dürtü kontrolünün daha az olması gerektiği durumlarda ise, pozitif bir atmosfer yaratmak Önem taşır. Endişe ve korku İse. belirsizlik ortamlarının tetiklediği başlıca negatif duygudur.
Problem negatif ya da pozitif duygu içinde olmakta değil, bu duygulardan bir tanesine sıkışmakta, takılıp kalmaktadır. Yalnızca negatif ya da yalnızca pozitif duygu içinde olan kişiler tek vitesli bir araç gibi, sadece belli koşullarda iyi performans göstermeye mahkumdurlar. Vitesi zemine göre değiştirebilenler ayakta kalır.
Pozitif düşünce ile pozitif duyguyu birbirinden ayırmak gerekir değil mi?
Kesinlikle. Terimler çok kandırıcı. Terimlere takıldığımız zaman kafamız karışıyor. Pozitif duyguyla pozitif davranışı karıştırmamak gerekiyor. Duygu, içimizde hissettiğimiz; davranışsa, dışa yansıyandır. Negatif hissedebilirim, hatta özellikle negatif hissettiğim için, karamsar bir ruh halinde isem, pozitif davranmak için. reflekslerime teslim olmamak için fazladan gayret gösterebilirim.
Bu sebeple,negatif bir duyguyu bastırmaya çalışmak zararlı sayılmalıdır. Negatif duygular içinde olmak.iyimser düşünmemize engel olmaz. Eğer iyimser düşünen bir yapımız var ise, hayat şartlarının bizi sürüklediği keyifsiz ve tatsız ruh halinin önünde sürüklenmek yerine, enerjimizi negatif hislerin net görmemizi sağladığı gerçekleri aşma yollarını aramak için kullanabiliriz.

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Teknolojiye Dair...

Birçoğumuz teknolojiyi; hareket alanımızı arttırdığı, bize zaman kazandırdığı, kısacası doğru kullanımda bizi özgür bıraktığı için seviyoruz. Sabah yataktan kalkmadan, sadece cep telefonuyla faturaları ödemenin, masamızın başına yetişmek için zorlanmadan acil e-postalarımızı yanıtlayabilmenin, kız arkadaşımıza yoldayken çiçek gönderip, akşam işiteceğimiz olası bir azarın önüne geçebilmenin konforu tartışılmaz.
Teknolojiyi esarede bütünleştirenlerimiz de yok değil. Mayıs ayının ortasında karanlık odasından çıkmadan 18 saat oyun oynayanlarımızın, 27 GB'lık film dosyası insin diye saatlerce monitöre bakanlarımızın, cep telefonundan gözünü ayırmadan karşısındakiyle sohbet etmeye çalışanlarımızın sayısı da oldukça fazla.
Bir de özgür olayım derken, fark etmeden esir olanlar var. Örneğin, uydu TV izleyicileri... Kablo TV'nin kısıtlı kanal sayısına, yayın platformlarının ücretli oluşuna ya da analog yayınların kalitesizliğine isyan edip çatısına çanak anten kuran ve legal ulusal, uluslararası kanalları dijital kalitede ücretsiz izlemek isteyenler. Kullanılan hane sayısı 20 milyona yaklaşan bu kidenin özgürlüğü ise uluslararası anlaşmalarla kısıtlanmış durumda. Hafta sonu F1 yarışlarını izlemeye, elde bira Şampiyonlar Ligi keyfini yaşamaya ya da başka ülkelerin lig maçlarını takip etmeye heves eden uydu anten kullanıcıları, özgürlükçü yayınlarında, bu organizasyonlar şifreleniyor. Kodları çözebilen kitlenin (ki zaten yasal değil) oranı da yüzde 10'dan fazla değil. Telekomünikasyon Kurumu, bu lokal mağduriyeti çözmek için bir şeyler yapabilir belki...
Bahar gelir de bütün kış ofise kapanan Maya çalışanları rahat durur mu... Durmadık tabii. Bu coşkulu mevsimin gelişini tüm ofis, maaile eğlenceli bir organizasyonla kutladık. Ürünleriyle yanımızda olan; Coca Cola, Coca Cola Zero, Cappy, Damla Su, Fanta, Sprite, Schweppes, Sütaş, Penguen Gıda, CP Piliç, Beşler, Tekirdağ Rakı, Leona şarap, Binboa votka, Efes Grubu (Miller, Becks, Fosters, Mariachi, Gusta), Algida dondurma ile Creative ve Nike'a da teşekkür etmeyi unutmayalım.

29 Mayıs 2009 Cuma

Türkiye'nin Haziran Ayı Astrolojik Yorumu

Bence tamamen saçmalık. Meraklısına...
Ülkemizde Mayıs başından beri devam eden ekonomik hareketlenme 21 Mayıs sonrasında hayal kırıklıkları yaşatabilir. Çünkü Jüpiterin bereketini hissettirdiği Mayıs ayında kurulan iyimser hayaller, Neptün'ün de etkisiyle hayal olarak kalacak gibi gözüküyor. Fakat gene de çok fazla moral bozmaya gerek yok. Eğer Mayıs ayında yaptığınız yatırımlardan kazançlı çıktıysanız, bununla yetinmek daha iyi olabilir.
Sadece tedbir olarak riskli yatırımlardan ve büyük beklentilerden kaçınmak kayıplarla karşılaşmanızı önleyebilir.
21 Mayısta İkizler burcuna geçen Güneş iletişim, haberleşme ve kontrol dışı olayları harekete geçiriyor Özellikle bu dönemde hızla alınan kararlar yanıltıcı olabilir.
Ay sonuna kadar olan dönemde dış ilişkiler ve ülke huzuru önemli olacak. Askeri ve diplomasi gerektiren konularda daha aktif ve aceleci olabiliriz. Bu dönemde dış ilişkilerde verilen kararlar ülkemizin lehine sonuçlar getirmeyebilir. Yine bu dönem-
de yapılan anlaşmaların sürekliliği olmayabilir.
21 Mayıstan sonra ekonomik belirsizliğin yaratacağı huzursuzluk, medya ve basın yayın organlarında sıkça yer alabilir.
Bunun dışında toplumdaki huzursuzluk, üniversiteler, hukuksal konular ve terör yüzünden daha da artabilir.
25 Mayısta meydana gelecek olan Yeniay sonrası kontrol edilemeyen ve gizli kalmış konular görünür hale gelebilir ve etkileyici olaylar yaşanabilir. Gizli örgütler, terör, savaş gibi konular meclisi orduyu meşgul edebilir Ayrıca uluslararası konularda da devlet yönetimi kendini daha fazla göstermek veya mücadele etmek zorunda kalabilir.
Haziran ayında da ülke olarak uluslararası konularla daha çok uğraşmak zorunda kalabiliriz. Özellikle 7-10 Haziran arasında yabancı ülkelerle yaşanacak gerginlikler hem Türkiye' yi hem de komşularımızı etkileyecek.
Ülke olarak biz de kendimizi savunma durumunda kalabiliriz. Daha sonrasında
medya ve basın - yayın dünyasında ki gelişmeler bazı skandallara yol açabilir veya skandal sayılabilecek haberler toplumu çok meşgul edebilir.
21 haziran'a kadar olan dönemde de bu haberleşmeler, tartışmalar,dedikodu denebilecek konuşmalar gündemi çok meşgul edecek. Bu tartışmalar belirsizlik yaratabilir ve ay sonuna kadar bir sonuca varmak zor olabilir. 20- 22 Haziran günlerinde basın - yayın dünyasından, toplum içinde tanınmış birinin zarara uğraması veya kaybı söz konusu olabilir. Bu konu da medya dünyasını biraz meşgul edebilir.
Haziran ayının son günlerine kadar devam edecek olan belirsizlik ve huzursuzluk yönetici kademesindeki kişileri etkileyecek ve daha aktif hale getirecek.
Kısaca 21 Haziran'a kadar olan dönemde, ülke yönetimi ve komşularımızla olan iliişkilerimizde bazı koşulların belirsizliği yüzünden zorlanmalarla karşılaşacağız. Kendimizi göstermek için daha kararlı ve sert olmak zorunda kalabiliriz.
Başarılı, mutlu ve sağlıklı bir ay dilerim...

22 Mayıs 2009 Cuma

NesMedya Seo Yarışması

Bu yazı, bu bloga yazdığım ikinci yazı olacak. Belki son yazı, belki de değil. Bugün canım sıkıldı blogger hesabıma giriş yaptım. Baktım masum masum bana bakıyor bir yazı yazayım dedim. NesMedya'ya sevgiler. Aklıma da birşey gelmedi haber, video, oyun ekleyecek değilim. Saçma bir yazı yazmak geldi içimden. Seo yarışması için böyle saçma yazı yazanlar var mıdır bilmem ama ben yazıyorum işte. Amacım yarışmayı kazanmak değil, kendimi test etmek. Bu arada aldığım bir haberi aktarayım Fenerbahçe'nin yıldız futbolcusu Alex de Souza açıklama yapmış, Ronaldinho'nun gelecek olması beni rahatsız etmez demiş. Neyse böyle haberler verip Galatasaray taraftarı dostlarımın canını sıkmak istemem. Sözlerimi bitirirken NesMedya Haber Video Oyun Seo Yarışması'nda diğer arkadaşlara başarılar dilerim. :)

17 Mayıs 2009 Pazar

Ladies and Gentlemen

NesMedya Haber Video Oyun Search Engine Optimization Yarışması adında bir yarışma düzenlemeye karar vermiş. Bundan bugün haberim oldu. Açıkçası daha önce haberim olsaydı katılmayı düşünmezdim. Ancak bugün nedense içimden katılmak geldi. Kurallarda üç adet sitesine link vermemizi ve haber sitesinin kodlarını eklememizi istemiş. Bunları az sonra yapacağım. Bu yazıları okuyorsanız muhtemelen bu blog aramalarda üst sıralarda çıkmış demektir. Bu da bizim başarılı olduğumuzu gösterir sanırım. Öte yandan domuz gribi hızla yayılıyor. Ne yapacağız bilemiyoruz. Son olarak şöyle bir haber gözüme çarptı. Atatürk Havalimanı ablukaya alınmış. Umarız bir an önce domuz gribi denen hastalık ülkemizden temizlenir.